PUTİN İLE GÖRÜŞME TAKINTISI
Abhazya Cumhurbaşkanı Aslan Bjanya, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşme umuduyla altı aydır Sohum-Moskova-Sohum güzergahında yol tepiyor.Moskova gezisi, Abhazya’ya dönüş, devlet dairelerinden birinde karantina, birkaç personel randevusu ve tebrik; tekrar Moskova ziyareti… Her yeni gezi, bir öncekinden daha anlamsız. Ekim ayında Moskova’ya yaptığı son ziyaretten sonra Bjanya başkanlığının amacının yalnızca Putin ile görüşmek olduğu izlenimi kesin olarak yerleşmiş durumda.
Ülkede pandemi şiddetleniyor, Sağlık Bakanlığı raporları öncü olarak durumu ortaya koyuyor, insanlar hergün koronavirüsten ölüyor, aşırı kalabalık hastaneler doktor bekliyor, ancak devlet başkanı altı ayda beşinci kez “oraya gittim ama nerede olduğunu bilmiyorum” masalındaki karakter gibi, Moskova’ya, “Bir şey getirin ama ne olduğunu bilmiyorum ”diyor.
Böyle bir ziyaretten sonra halkın şaşkınlığı ortada. Moskova doktorlarıyla bir toplantı, Moskova banliyölerinde bir mantar çiftliğinin açılması, karayolları enstitüsüne bir ziyaret… Ve perde arkasında üç toplantı: Rusya Cumhurbaşkanlığı İdaresi Başkan Yardımcısı Dmitri Kozak, Başkordistan Başbakanı ve bir de o sırada Moskova’da bulunan Adigey eski cumhurbaşkanı ile….
Bütün bunlarda ülkemizle alakalı ne var? Yoksa, seçimlerden sonra devlet başkanının kafası karıştı ve ne yapacağını bilmiyor mu?
Bjanya’nın cumhurbaşkanı olarak ilk ziyaretinin bu yıl Mayıs ayında gerçekleştiğini hatırlatmama izin verin.
Bjanya Haziran’da, Zafer Geçit Töreni’ne katılmak için Moskova’ya geldi.
Temmuz ziyareti, Rusya-Abhazya sınırının açılmasıyla bağlantılıydı.
Eylül ayında Anatoly Bibilov ile birlikte yaptıkları çalışma ziyareti, Başkan Yardımcısı Kozak ve Rusya Federasyonu Ekonomik Kalkınma Bakan Yardımcısı Mikhail Babich ile yapılan görüşme ile akıllarda yer etti.
Ve Ekim ziyareti, Kozak ile yapılan bir görüşme ile tekrarlandı.
Bu ziyaretlerin içeriği hakkında kimse bilgi vermiyor. Bjanya’nın destekçileri muhalifleri dikkatle izliyor, sosyal ağlardaki her açıklamaya şiddetle tepki veriyor ve devlet başkanının “çalışma ziyareti” ile ilgilenen herkese bunun Cumhurbaşkanının kişisel bir meselesi olduğunu söylüyorlar.
Sosyal ağlarda aktif olan cumhurbaşkanının güvenlik görevlilerince son zamanlarda “Acil durum icabı” ifadesi kullanıldı. “Aptallara” (ne olduğuna dair fikirlerini veya tavırlarını ifade eden insanlara böyle diyorlar) “çenenizi kapatın” ve “burnunu kendi işlerine sok” diyorlar. Her ihtimale karşı bu “yazarlara” devlet başkanının kamusal faaliyetleri hakkında seçmenlere hesap vermesinin kendisine şart koşulduğunu hatırlatacağım.
Bu arada, bugün Abhazya-Rusya ilişkilerinde bir şeylerin ters gittiği herkes için aşikâr. Bu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un ülkemizin güvenliği için temel öneme sahip konulardaki suçlamaları, Rusya Devlet Başkanı basın sözcüsü Peskov tarafından Putin’in, Bjanya ile görüşme niyetinde olmadığı şeklindeki yanlış açıklaması ve Rus medyasında yer alan pek çok sert yayınla kanıtlanmaktadır. Değişik mevkilerdeki Rus politikacıların yaptığı açıklamalar, Abhazya’nın Rusya’ya katılması konusunda ısrar düzeyinde. Ülkemize bu kadar artan ilgi bir tesadüf değil ve burada cumhurbaşkanının, muhalefeti susturan isimsiz kişiler veya güvenlik görevlilerinin değil; parlamentonun, halkın ve muhalefetin yardımına ihtiyacı olduğu açıktır.
Parlamento olmadan kanunlarda değişiklik yapmak, Anayasa’da değişiklik yapmak, uluslararası anlaşmaları onaylamak imkansız. Tüm “heterojenliğine” rağmen parlamento devletin menfaatine olan konularda cumhurbaşkanına destek verebilir. Ülkemizin ilk cumhurbaşkanı Vladislav Ardzınba zor durumlarda parlamentodan ve halktan yardım istemekten çekinmemişti. Ve ancak bu şekilde, ekonomik abluka ve tanınmama koşullarında bile Abhazya’nın ve halkının çıkarlarını savunmak mümkün olabildi.
__________________
Kaynak: www.ekhokavkaza.com, 2 Kasım 2020
Edit: Kuşba E.
