Araştırma/Analiz

RUS SÖMÜRGECİLİĞİNİ GÖRMEZDEN GELMENİN ÖLÜMCÜL SONUÇLARI VAR

LANA PYLAEVA

Sovyet günlerinden bu yana Rusya, ülkesinin bir “uluslar ailesi” olduğu hikayesini satmaya çalıştı. Devlet Başkanı Vladimir Putin, Hindistan’daki son G20 zirvesinde yerli bir Tuvalı müzisyenin Rusya’yı temsil ettiği performansta da görüldüğü gibi, bu anlatıyı ihraç etmek için hala çabalıyor. Ancak bu çok kültürlü imaj Rusya’nın etnik azınlıklarının kendi ülkelerinde karşılaştıkları gerçekleri yansıtmıyor.

Rusya’ya döndüğünde, bu Tuvalı müzisyen (ya da Slav olmayan herhangi bir Rus vatandaşı) muhtemelen bir daire kiralamakta zorlanacaktır, çünkü dairelerin birçoğu hala “sadece Slavlar için” listesinde yer almaktadır. Petersburg gibi büyük şehirlerde gördüğü neredeyse her polis memuru tarafından pasaportu kontrol edilecektir. Ve eğer mahkemeye giderse, büyük ihtimalle bir yargıç etnik kökeninin var olmadığını ilan edecek ve anadilini konuşmasını yasaklayacaktır.

Şiddet giderek artıyor. Kısa bir süre önce Gabonlu bir öğrenci Yekaterinburg’da ırkçı motifli bir saldırı sonucu öldürüldü. Ne yazık ki dış dünya Rusya’nın bu yönünü çok az biliyor. Şaşırtıcı bir şekilde Rusların çoğunluğu bile sorunu inkar edecektir. Hala “uluslar ailesi” söylemine inanıyorlar mı?

İmparatorlukları düşündüğümüzde, Rusya normalde ilk akla gelen ülkelerden biri değildir. Hem ülke içinde hem de dışında pek çok kişi Rusya’yı oluşturan toprakların ya barışçıl bir şekilde yutulduğuna, ya da o kadar uzun zaman önce fethedildiğine inanıyor ki bugün bunu tartışmanın bir anlamı yok. Ancak ben şu anın bu tartışma için doğru zaman olduğuna inanıyorum. Devletin Rus üstünlüğü ve Rusya’nın dünya barışı için bir güç olduğu söylemleri Ukrayna’nın işgali için gerekçe olarak kullanıldı.

Rus dilinde, Rus etnik kökenini ve Rus vatandaşlığını tanımlamak için iki ayrı kelimemiz var: russkiy ve rossiyanin. Bu kelimeler Rus vatandaşlarını tanımlamak için yaygın olarak ve birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. Ancak nerusskiy (Rus olmayan) etnik olarak Rus olmayan herkes için sıklıkla bir hakaret olarak kullanılır. Bu dilde, azınlıkların kültürsüz ve pis olduğuna dair klişelerden kaynaklanan ve günümüzde de kullanılan pek çok hakaret bulunmaktadır. Şubat 2022’den bu yana Rus internetinde Ukraynalılara yönelik çok sayıda hakaret de yaygınlaştı.

Ben Avrupa kıtasının kuzeydoğusunda, Ural Dağları’nın hemen yanında yer alan Komi Cumhuriyeti’nden geliyorum. Dilimiz Fin-Ugor ailesine ait ve onu konuşabildiğim için şanslıyım. Ancak okulda hiç Komi dili dersi almadım.

Annem ve babam da bilmiyordu. Sovyet döneminde bu daha da zordu, çünkü okullarda sadece Rusça eğitim veriliyordu ve ikisi de eğitimlerine başlamadan önce bu dili bilmiyordu. Atalarından kalma Komi toprakları üzerine kurulu okullarında, ikisi de Komi dilini konuştukları ve Rus sınıf arkadaşlarını konuşmalarının dışında bıraktıkları için zorbalığa uğramış ve kibirli olarak adlandırılmışlar.

Ben 90’lı yıllarda okula gittiğimde durumun çok daha iyi olduğunu söyleyemem. Neredeyse bir Rus kadar zeki olduğum söylenirdi ve Rusça aksanımla sürekli alay edilirdi. Bu ayrımcılık, Komi ve diğer etnik azınlıkların doğaları gereği Ruslardan daha az zeki ve yetenekli olduğuna dair yaygın inanca dayanıyordu. Bunun ciddi sonuçları oldu. Şu anda bile bazı araştırmalara göre yerli Komi’lerin psikolojik yardım alma olasılığı etnik Ruslardan altı kat daha az. Gerekçe basit: Doktorlar, Komi’ler daha az eğitimli oldukları için hiçbir müdahalenin onlara yardımcı olamayacağına inanıyor.

Bence Rusya’nın bir uluslar ailesi olup olmadığı sorusunun cevabı açık: Değildir. Rusya tasarım gereği emperyal bir devlettir. Okullarda, Rusya’nın tarihi hala itibari milleti olan Rusların gözünden öğretiliyor. Aynı durum tüm eğitim sistemi için geçerli ve büyük Rus edebiyatına da nüfuz etmiş durumda.

Puşkin’in bir şiirini – Ruslan ve Ludmila – ezbere öğrenmek zorunda kaldığımı hâlâ çok iyi hatırlıyorum. Şiirde meşe ağacında oturan bir kedi, metin ilerledikçe bir Rus ruhuyla iç içe geçer. Ancak benim bölgemde meşe ağacı yetişmediği için sınıfın çoğunluğu meşe ağacının neye benzediğini bilmiyordu. Sınıf arkadaşlarımdan biri, bu ağaçların yetiştiği Güney Rusya’daki akrabalarının evinden bize meşe yaprakları getireceğine söz verdi. Yine de Rusya’nın uzak bir yerinin edebiyatını okurken bile Komi toprakları hakkında ya da Komi dilinde hiçbir şiir öğrenmedik.

Putin rejimi tarafından sadece etnik bölgelere ayrımcılık yapıldığını söylemek istemiyorum. Taşra Rusya’sının tamamı yaygın bir şekilde yetersiz yatırım ve yoksulluktan muzdarip. Etnik ayrımcılık bu sorunu daha da derinleştiriyor. Rusya’nın 90’lı yıllarda, güç ve finansmanın bölgeler arasında paylaşıldığı gerçek bir federasyon yapısı inşa etmek için bir fırsat penceresi vardı.

Ancak Putin iktidara gelir gelmez bu hayal suya düştü. Bölgesel valilik seçimlerini iptal etti ve vergi gelirlerini dörtte üçü federal bütçeye gidecek şekilde yeniden düzenleyerek bölgelere kendi gelişimleri için çok az kaynak bıraktı. Bu durum, Moskova ve St. Petersburg dışında yaşayan insanlara karşı ayrımcılık yapan aşırı merkezi bir sisteme yol açtı.

Moskova’daki yaşam kalitesi Hollanda’dakiyle hemen hemen karşılaştırılabilir hale gelirken, bölgelerdeki yaşam çok daha kötüydü. İnsanlar asgari düzeyde hayatta kalmak zorundaydı ve sadece birey olarak kendi potansiyellerini değil, toplumlarının potansiyelini de geliştirmek için mücadele etmek zorunda kaldılar.

Bu dengesizlik, savaşın Rusya genelinde yarattığı eşitsiz tahribatta acımasızca ortaya çıkmaktadır. Rusya’nın ekonomik olarak dezavantajlı bölgelerinden gelen askerler, ölü ve yaralılar arasında fazlasıyla temsil edilmektedir. Pek çok erkek için orduya katılmak, iyi bir yaşam sürmek ve kariyer yapmak için tek fırsat. Hatta Rus erkeklerinin ortalama yaşam süresi ve maaşlarının düşüklüğüne dayanarak, bir aile için bir erkeği savaşta ölüme göndermenin ve devletten tazminat almanın, evde kazanmaya devam etmesinden “daha karlı” olduğu tahmin edilmektedir. Bu, Putin’in yirmi yıllık iktidarının çok tedirgin edici bir sonucudur

Ne yazık ki, sömürgecilik karşıtı fikirler demokrasi yanlısı aktivistler arasında bile marjinal olarak görülüyor. Bu hiç de şaşırtıcı değil. Bu liberallerin çoğunluğu Moskova ve St. Petersburg’dan geliyor, dolayısıyla hala Rusya’nın emperyal yapısından faydalanıyorlar. Birçoğunun ayrımcılık deneyimleri ve Rus sömürgeciliğinin mirası da yok.

Bölgelerden gelen insanlara, Rusya hakkındaki kişisel görüşlerini temelde farklı bakış açılarından anlatmaları için daha fazla yer verilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu prizma sayesinde daha fazla bilgi toplayabilecek ve Rusya’nın sorunlarına ilişkin daha kapsamlı bir resim elde edebileceğiz. Dahası, bu insanlara hayatlarını iyileştirmek ve çıkarlarını korumak için Moskova’ya bel bağlamak zorunda kalmadan doğrudan yetki verecektir.
—————————–
Moskova Times, 17 Ekim 2023

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu