İHTİYAR VE GELİNİ
Yazan : Mahir ÇAĞATAY
İhtiyar bir karı koca, biricik oğullarını evlendirmişler ve mutluluk içerisinde yaşamaktaydılar. Fakat günün birinde ihtiyarın karısı ölmüş ve ihtiyar da hayat arkadaşından yoksun, yalnızlık içerisinde kalmıştı. Hele oğlu da gündüzleri çifte gidince bu yalnızlık kendisine çok dokunuyordu. Çünkü Çerkes gelenekleri ihtiyarın geliniyle konuşmasını engelliyordu. Yalnızlığa daha fazla dayanamayan ihtiyar, her ne pahasına olursa olsun bu geleneği yıkarak geliniyle konuşup, can sıkıntısını gidermek istiyordu. Hattâ bir taraftan bu adetin ne kadar saçma olduğunu düşünmeğe başlamıştı. Buna son vermek kendi elinde olmadığı için de kararını köyün thamatelerine anlatmaya karar verdi. Bir koyun kesip sofrayı hazırlattıktan sonra köyün thamatelerini davet etti ve durumu açıklayıp;
“Eğer beni gelinimle konuşturursanız size bir de besili inek hediye ederim” dedi.
Thameteler:
“Mademki öyle istiyorsun, hay, hay!” diyerek ihtiyarın arzusunu yerine getirmek üzere gelinin akranları vasıtasıyla kayınpederiyle konuşmasını bildirdiler. Gelin de bunu kabul edince mesele halledildi.
Önceleri ihtiyar çok memnundu. Fakat aradan zaman geçince geliniyle yüz, göz oldu. Gelini ihtiyarı saymamaya, hatta bazen karşı gelip hakaret etmeğe başladı. İhtiyar duruma çok üzülmüş, geliniyle konuşmadığı günlere özenerek yine eski devreye dönmek çarelerini aramaya başlamıştı. Öyle ki bir gün yine bir koyun keserek köyün thamatelerini yeniden evine çağırdı. Yemeği yedikten sonra da:
— “Ne olur! Gelinimle beni konuşturmayın. Yine eskisi gibi olalım. Eğer bu arzumu kabul ederseniz size bu sefer besili bir manda hediye ederim” dedi.
Ve thameteler gülüşerek ihtiyarın arzusunu bir kere daha yerine getireceklerini söyleyip evden ayrıldılar…
__________________
Alıntı: Kafkasya, Sayı:4, Kasım-Aralık 1964